Mustafa Özer
Enflasyon tek haneye iner mi?
Türkiye’de enflasyonu tek haneye indirmenin ilk koşulu, enflasyonun nedenlerini iyi saptamaktan geçiyor. Her şeyden önce sanayinin dışa bağımlılığını azaltmadan, imalat sanayinde oluşan tekelci ve oligopolcü yapıyı kırmadan enflasyonda kalıcı bir düşüş yaratmak pek olası değildir.
Sanayi üretimindeki azalma neyin habercisi?
Üretkenliği artıracak arz yönlü politikalar uygulamaktır. Bu da ancak kamucu yeni bir sanayileşme politikası uygulaması ile mümkündür. Ancak ve ancak bu sayede bırakın ekonomiyi stagflasyona sokmayı, enflasyon yaratmadan daha yüksek büyüme sağlarsınız.
Mehmet Şimşek’in keramati ne?
Sizin anlayacağınız Mehmet Şimşek ile “Aynı Hamam Aynı Tas” neoliberal politikalar devam edecektir. Gelir dağılımı daha da bozulacak, yoksulluk daha da artacak; ama itibardan ve sermaye yanlısı tefeci politikalarından ödün verilmeyecektir.
Demirel de kurtaramadı: Boş tencere işe yaramadı!
Demek ki bu ülkede seçimi kazanmak için “Faiz neden enflasyon sonuç” demek, buna karşılık enflasyonun düştüğünü iddia ederken faizlerin alıp başını gitmesini izlemek gerekiyormuş.
2022 zenginlerin yılı olmuş
Büyümeden payınıza düşeni adil bir biçimde almak, büyütülen pastadan gerçek payınızı almak istiyorsanız önünüzde önemli fırsat vardır: 14 Mayıs seçimlerinde ezilen halklardan yana tavır alan, pastayı adil üleştireceğini söyleyen; en önemlisi de insan onuruna yaraşır adil, eşitlikçi ve özgür bir toplum sözünü veren partilere oy vermenizdir.
AKP döneminde yoksulluk
Eğer yoksulluğu “fıtrat”, “kader” ve “kader çizgisi” olarak görmek istemiyorsanız yapmanız gereken bellidir: 14 Mayıs seçimlerinde gidip oy kullanmak; kamucu, özgürlükçü, eşitlikçi politikalar uygulayacağı sözünü veren parti veya partileri iktidara taşımaktır. Aksi takdirde yoksulluk “fıtrat”, “kader”, “kader çizgisi” olmaya devam eder.
AKP iktidarının cari açıkla sınavı!
Çözüm bellidir: Belirli bir plan dahilinde kamu ile özel sektörün iktisadi faaliyetlerini eşgüdümleştirmek, yeni bir sanayileşme hamlesi ile aş ve iş yaratacak sürdürülebilir, kapsayıcı ve çevre dostu büyüme yaratacak politikalar izlemektir.
Türkiye ekonomi modeli altında dış ticaret
Planlı ekonomiye geçmeden, kamu ile özel sektörün iktisadi faaliyetlere katılımını ezilen sınıflar lehine yeniden düzenlemeden, Türkiye ekonomisini finans kapitalin boyunduruğundan kurtarmadan, Türkiye’de iç ve dış istikrarı sağlamak, Türkiye’yi dışa bağımlılıktan kurtarmak mümkün değildir.
'El parasıyla saadet' dönemi bitiyor
Görünen o ki: “El parasıyla saadet” döneminin sonuna geliyoruz. İktidarı döneminde dış borcu yönetilemez ve sürdürülemez düzeylere taşıyan AKP, nesiller boyu ödemek zorunda kalacağımız “çok büyük bir borç mirası bırakmaktadır”.